Otomotiv dünyasının en ikonik markalarından biri olan Bugatti, şimdi de beyaz perdeye taşınıyor. Bu haber, hem otomobil tutkunlarını hem de sinemaseverleri heyecanlandırdı. Peki, bu filmde bizi neler bekliyor? Gelin, Bugatti’nin büyüleyici hikayesinin perde arkasına birlikte bakalım.
Bugatti, sadece bir otomobil markası değil, aynı zamanda bir tutku, bir sanat ve bir mühendislik harikası. Markanın kurucusu Ettore Bugatti, otomobillere olan tutkusuyla otomotiv dünyasına damgasını vurmuş, ürettiği her araçla sınırları zorlamış ve otomobilin bir sanat eseri olabileceğini kanıtlamıştır.
Çekilecek olan film, Bugatti’nin kuruluşundan itibaren yaşadığı tüm iniş çıkışları, başarıları ve zorlukları ekrana taşımayı hedefliyor. Özellikle de, markanın en parlak dönemlerinden biri olan 1920’ler ve 30’lar dönemine odaklanılacak. Bu dönemde üretilen Type 57 gibi efsanevi modellerin hikayeleri, izleyicilere görsel bir şölen sunacak.
Filmde Neler Göreceğiz?
- Ettore Bugatti’nin hayatı ve tutkusu: Otomobil dünyasına nasıl adım attı, hangi zorluklarla karşılaştı ve nasıl bir başarı yakaladı?
- Bugatti’nin yarışlardaki zaferleri: Type 35 gibi yarış otomobilleriyle kazandığı sayısız zafer ve bu zaferlerin markanın prestijine nasıl katkı sağladığı.
- İkinci Dünya Savaşı’nın Bugatti’ye etkisi: Savaşın markayı nasıl etkilediği ve savaş sonrası dönemde yaşadığı zorluklar.
- Bugatti’nin yeniden doğuşu: Modern dönemde Bugatti’nin yeniden canlanması ve süper spor otomobil pazarındaki yeri.
Neden Bugatti?
Bugatti’nin hikayesi, sadece otomobil tutkunlarını değil, herkesi etkileyecek kadar dramatik ve ilham verici. Markanın yaşadığı yükselişler, düşüşler ve yeniden doğuş, insan hayatına dair önemli mesajlar veriyor. Ayrıca, Bugatti’nin ürettiği otomobillerin estetik güzelliği ve mühendislik harikaları, sinemaseverlere görsel bir şölen sunacak.
Bu filmin otomobil tutkunları arasında büyük bir heyecan yarattığı bir gerçek. Özellikle de, Bugatti’nin tarihi ve kültürel önemi göz önüne alındığında, filmin büyük bir başarı yakalaması bekleniyor. Film, hem otomobil dünyasına yeni bir bakış açısı getirecek hem de Bugatti efsanesini daha geniş kitlelere ulaştıracak.
Iervolino yaptığı basın açıklamasında “Lamborghini ve Ferrari gibi büyük ikili başarılı flmin ardından, bir başka küresel otomotiv ikonunu olan bugattiyi de beyaz perdeye taşımaktan heyecan duyuyorum” dedi. “Bugatti” şuana kadar tüm zamanların en ikonik otomobil üreticilerinden biri ve bu tutkuyu onurlandırmak için çok çalışacağız” dedi.
Lervolino şu an için herhan gibir yönetmen ismi vermediğini söyleyelim. Bununla beraber filmin yıldızlarıda gizliliğini koruyor. Iervolino’nun yine Michael Mann tarafından yönetilen Ferreri filminde Adam Driver (gerçekten de bu iş için doğmuş) rol alırken, Lamborghini biyografisinde Frank Grillo başrolde olduğunuda hatırlatalım.
Bugatti’nin hikayesinin beyaz perdeye taşınması, hem otomobil tutkunları hem de sinemaseverler için önemli bir gelişme. Bu film, sadece bir otomobilin hikayesi değil, aynı zamanda tutku, başarı ve zorluklarla dolu bir insan hikayesi.