Evet yine yılın sonlarında bir kara cuma muhabbeti başladı devam ediyor bu yahudilerin oyununa gelenlerin vay haline. Her hafta sonuna doğru bir kara cumadır gidiyor.Sanki bedava dağıtılıyormuş gibi insanlar şuursuzca,ihtiyacı olmayan eşyalara bile sırf indirimde diye avuç dolusu para harcıyor.Sanıldığı gibi öyle nakitte değil.Kredi kartına bilmem kaç taksitli ödemeler..
Bu işten en çok sevinenler ise elindeki satamadığı fason ürünleri kakalayıp para kazanan tüketim sektörünün aktörleri ile siparişleri yetiştirmek çabasında olan,son zamanlarda fiyatları da oldukça yükselen kargo şirketleri.Bu hikayenin en bahtsız olanları ise,eşlerinin ellerindeki kart ekstreler şiştikçe şişen,nasıl ödeyeceğim bu kadar borcu diye kara kara düşünen zavallı kocalar.
Bir zamanlar eskileri ters yüz edip senelerce giyen,en büyük çocuğun kıyafetleri ile kaç nesil yetişen,dolabında sadece birkaç kıyafeti olup tok gözlülükle ama mutlu olabilen,kanaat kelimesini sonuna kadar yaşayan bir nesilden ne hale geldik.Dolabını asla giyemeyeceği kıyafetlerle dolduran,ayakkabılarının sayısını dahi bilmeyen,gözü asla doymayan ama borç içinde mutsuz yaşayan bir nesle ne ara döndük?,
Şimdi gelelim bizim dinimizde kutsal olan ama her zaman tahrif edilmesi için fırsatlar kollanan Cuma günü için atfedilen “Kara Cuma”nın gerçek hikayesine.
Kara Cuma’nın çıkış hikayesi bilmeyenler için;
Black Friday Amerika’da 1852 yılında Şükran Gününden sonraki Cuma günü köle sahipleri plantasyondaki siyahi köleleri pazara topluca getirip fiyatlarda damping yapardı.Bu insanlık dışı damping gününe Black Friday denilirdi.
Amerika’nın o günlerde zulmettiği o insanların torunlarına bugün de alışveriş çılgınlığı ile hem insanlara hem de paralarına zulmediliyor.!
Black Friday ”Kara Cuma” denen bu acılar dolu günde alışveriş yaparken köle olarak satılan Afrikalıları düşünmenizi öneririm.
GÜNÜN SÖZÜ
Tarih dеğil, hatalar tеkеrrür еdiyor.
Abdulhamid Han
TEBESSÜM
Aslan, kurda seslendi:
– “Hey kurt! Gel sohbet edelim.”
– “Olmaz. Beni yersin sonra.”
– “Yemem. Bak inanmazsan pençelerimi, ağzımı bağlayayım.”
Aslan, pençelerini, ağzını bağlayınca kurt heyecanla yaklaştı.
– “İyi ama dedi, aslan… Neden bu kadar seviniyorsun ki?”
Kurt cevap verdi:
– “Neden olacak? İlk defa bir aslan yiyeceğim de..
**
İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:
“ Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız! ”
Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
“ O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum. ” Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış:
“ Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para!