Yapay zeka, özellikle gelişmiş yetenekleriyle beklentileri aşan büyük dil modelleri (LLM’ler), toplumu şaşırtmaya devam ediyor. OpenAI gibi teknoloji devleri, daha verimli yapay zeka modelleri sunmaya ve teknolojinin potansiyelini tüketiciler adına pek çok sıradan görevi yerine getirecek şekilde daha da ileriye taşımaya odaklanmış durumda. Bu araçların çeşitli alanlardaki geniş uygulamalarını duymuş olsak da, yakın zamanda yapılan bir çalışma bu modellerin duygusal zeka konusunda nasıl performans gösterdiğini değerlendirdi ve sonuçlar hiç de beklediğiniz gibi değil.
Cenevre Üniversitesi ve Bern Üniversitesi araştırmacılarından oluşan bir ekip, yapay zekanın insan duygularını insanlardan bile daha iyi işleyebildiğini ve anlayabildiğini gösteren bulgularla bir çalışma yürüttü.
Şirketler ve araştırmacılar, yapay zekanın verimliliği artırmak ve kurumlarda farklı şekillerde kullanılabilmesini sağlamak için yollar bulmaya giderek daha fazla yatırım yapıyor. OpenAI ve diğer birçok teknoloji devi, modellerini bağlamsal anlama gibi yeteneklerle daha doğal hissettirmek için yoğun bir şekilde çalışıyor. Cenevre Üniversitesi ve Bern Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapay zekanın empatik yeteneklerini araştırmak için yakın zamanda bir çalışma yapıldı. Communications Psychology dergisinde yayımlanan çalışma, ChatGPT gibi üretken yapay zeka modellerinin sadece duygusal zeka göstermekle kalmayıp, duygusal zeka testlerinde insanları geride bıraktığını ortaya koyan ilginç bulgular sundu. Çalışma, ChatGPT-4, ChatGPT-o1, Gemini 1.5 Flash, Claude 3.5 Haiku, Copilot 365 ve DeepSeek V3 dahil olmak üzere altı önde gelen büyük dil modeliyle bir dizi test içeriyordu.
Çalışma ayrıca, duygusal anlama, düzenleme ve yönetimi görmek için akademik ve profesyonel olarak genellikle kullanılan beş duygusal testi içeriyordu. Sunulan durumlar, modellerin sağlanan duygusal bağlama göre nasıl tepki vereceğini görmek için gerçekçi ve duygusal olarak yüklü durumlardı. Tüm LLM modellerinin insan katılımcılardan önemli ölçüde daha iyi performans göstermesi araştırmacıları şaşkına çevirdi.
Araştırmacılar, ChatGPT-4’ten yeni duygusal zeka test öğeleri oluşturmasını isteyerek bir adım daha ileri gittiler. Bu öğeler insan katılımcılar tarafından da doğrulandı ve yapay zeka modellerinin yüksek düzeyde bağlamsal anlama gösterdiği sonuçları çarpıcı bir şekilde aynı kaldı. Kıdemli Araştırmacılardan Marcello Mortillaro, bulgular hakkında şunları söyledi:
“LLM’ler bu nedenle sadece mevcut çeşitli seçenekler arasından en iyi cevabı bulmakla kalmıyor, aynı zamanda istenen bir bağlama uyarlanmış yeni senaryolar da üretebiliyorlar. Bu, ChatGPT gibi LLM’lerin duygusal bilgiye sahip olduğu ve duygular hakkında akıl yürütebileceği fikrini güçlendiriyor.”
Bu bulgular, özellikle teknolojinin daha önce sadece insanlara özel olan alanlarda beklentileri giderek nasıl aştığını gördüğümüzde hayati önem taşıyor. Bu durum, çatışma yönetimi veya koçluk gibi hassas alanlarda insan becerilerini artırma açısından daha geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir.